| |
-
Bir Haliç
hikâyesi
-
-
İstanbul’un en eski tarihi mekanlarından
biri olan Fener, gezginlerin, fotoğraf meraklılarının ve tarih tutkunlarının
sokak sokak ezberlediği, her köşesinde tarihten başka bir izle
karşılaştıkları gizli bir semt.
-
Günümüzde daha çok Fener Rum
Patrikhanesi’nin bulunduğu yer olarak biliniyor; ama çoğu İstanbullu yerini
tam olarak tarif bile edemiyor. İstanbul’un Rum ağırlıklı Tatavla
(Kurtuluş), Mega Ravma (Arnavutköy) ve Galata semtleri için hazırladığı
kitaplardan sonra, Orhan Türker şimdi de “Fanari’den Fener’e Bir Haliç
Hikayesi” adıyla Fener’i her yönüyle anlatan bir kitap yazdı. Sel
Yayıncılık’tan çıkan, gezginlere çok yönlü bir rehber olmanın yanı sıra
yakın tarih meraklılarına da kaynaklık edebilecek nitelikteki kitapta,
Fener’in yerini de şöyle tarif ediyor Orhan Türker: “Fatih ilçesinin
sınırları içinde, Eski İstanbul’un yedi tepesinden Yavuz Sultan Camii ile
taçlanan beşincisinden Haliç sahillerine kadar uzanan yöreyi içine alıyor.”
-
Haliç Fener’i ya da Rumların
deyişiyle Fanari’nin görünürde İstanbul’un diğer Rum semtlerinden pek farkı
olmadığını söyleyen Türker, bir zamanların parlak ve kalabalık yerleşim yeri
olan Fanari’nin diğer Rum semtleriyle aynı tarihsel ve sosyal kaderi
paylaşarak 1955–1960’lardan sonra yapılarını muhafaza etse de sönüp kabuk
değiştirdiğine dikkat çekiyor.
-
Fener’in, Ortodoks Hıristiyan
âleminin ruhani merkezi olan Fener Rum Patrikhanesi’nin son 400 yıldır
bulunduğu yer olması sebebiyle yüzyıllar boyunca Rumların manevi başkenti
olduğuna dikkat çekiyor Orhan Türker.
Tarihi mekanların yanı sıra buralarda
yaşanan olayların da anlatıldığı kitaptan, fetihten itibaren İstanbul’da
yaşayan Rum nüfusunun macerası da öğrenilebiliyor. Türker; Fener adının
kaynağını, Haliç sahillerindeki surları, Fener’in evlerini, mezarlığını,
yazlık semtlerini, Rum Patrikhanesi’nin Fener’e yerleşmesini, Fenerli Rum
beylerini, Patrik 5. Grigorios’un idamını, patrikhane binalarını,
kiliseleri, ayazmaları, okulları, yangınları, tiyatroları, gazinoları,
kayıkçıları, meyhaneleri, ressamları, camileri, hamamları, dernekleri,
çeşmeleri ayrıntılarıyla anlatıyor.
-
Orhan Türker, çeşitli yabancı
yazarların Fener’deki gözlemlerinden bazı kesitleri de kitabına almış.
Nikolas Vasilyadis’in 19. yüzyılın
başlarında Fener’deki yaşantıyı, İngiliz yazar Julia Pardeo, Fener’deki
aristokrat bir Rum evindeki misafirliğini anlatıyor. ‘Fener’den Üç Portre’
başlığıyla da Dimitri Cantemir, Son Osmanlı Patrik 3. Yoakim ve Dr.
Konstantinos Emiliadis’in hayatlarına yer verilmiş. Bu arada son yüzyılda
gelişen siyasi olayların Fener’de nasıl yankı bulduğu da “Mütareke ve İşgal
yıllarında Fener, 1941 Patrikhane Yangını, Fener’de 1952 Yılının Olayları,
6–7 Eylül Olaylarında Fener” başlıklarıyla anlatılıyor.
-
-
Şemsinur Bektaş, İstanbul
-
-
Fener
Hazırlayan : S. Dimitraki
-
Balat'ın doğusunda yer alan Fener, Haliç
kıyılarının en önemli semtlerinden biridir. Gerek tarihsel özellikleri,
gerekse bugünkü durumuyla Fener, İstanbul'da her zaman özel konuma sahip bir
semt olagelmiştir.
-
Bizans dönemindeki adı Petrion olan semt,
Osmanlı döneminde ise kıyısındaki bir deniz fenerinden dolayı buradaki
Rumlarca Fanaraki/Fanari diye anılıyordu. Zamanla ismi Fener olarak dönüşen
bu küçük ama zengin birikimli semt, 1601 yılından itibaren Rum Ortodoks
Patrikhanesi'ni barındırması dolayısıyla da kent içinde özel bir öneme sahip
olmuştur.
-
Mürsel Paşa Caddesi üzerinde bulunan Sadrazam
Ali Paşa Sokağı’nın girişi, eskiden Fener Kapısı’nın olduğu yerdir. Bizans
dönemindeki adı Porte Phanari olan bu sur kapısından günümüzde hiçbir iz
kalmamıştır.
-
Zengin Rumların
semti....
-
Bizans döneminde, büyük
kiliseleriyle ünlenen bu bölge, İstanbul'un fethinden sonra da bu özelliğini
korumuştur. Fatih Sultan Mehmet Ege
adalarından ve Yunanistan’ın bazı bölgelerinden çok sayıda Rum’u İstanbul’a
getirtmişti. Yeni gelen Rumlar'ın yerleştirildiği semtlerin başında Fener
geliyordu. Bu yüzden Fener’in Rum Ortodoks nüfusu sürekli artmış ve bu
kimliği yüzyıllar boyu sürmüştür.
-
Şaşaalı tarihinde nice beylere, prenslere ev
sahipliği yapan Fener, İstanbul'un fethinden sonra Ortodoks Rumlar'ın
kültürel açıdan büyük serbesti içinde olduğu, hatta desteklendiği bir yerdi.
Komşusu Balat'ın sosyolojik kimliği ne kadar Musevi ise Fener'in de bu
anlamda kimliği o kadar Rum'dur. Üstelik sıradan değil, varlıklı ve
entelektüel Rumların yaşantılarıyla oluşturdukları bir kimliktir bu...
-
Fener, Osmanlı döneminden başlayarak, 1950’li
yıllara kadar geçen uzun sürede varlıklı Rumların yerleştiği semtlerden biri
olmuştur. Fenerli Rumlar'ın Osmanlı döneminde devletin çeşitli birimlerinde
görev aldıkları biliniyor. Bu kişiler,'Fenerli Beyler' olarak da
adlandırılıyordu. Bu kimliğiyle Fener, Osmanlı Devleti’nin dış dünya ile
ticari ve kültürel ilişkilerinin adeta bir odağı gibiydi.
-
Adı bu semt ile özdeşleşen Fenerli beylerden
biri de Dimitri Kantemir'dir. Dimitri Kantemir, Romanya doğumludur ama
soyunun Cengiz Han’a kadar uzandığı söylenir. Osmanlı devletinin temsilcisi,
sanatçı, hatta bilim adamı olduğu yönünde çeşitli kaynaklarda bilgilere
rastlanır. Kantemir’in Fener’de, Sancaktar Yokuşu kıyısında saray görkeminde
bir evi bulunuyordu. Zamanla harap olan bu yapının bugün ancak duvar
kalıntıları ayakta kalabilmiştir.
-
Bizans ve Osmanlı
iç içe...
-
Fenerli zenginlerin eskiden
yaşadıkları, çok katlı, girişleri sütunlu, cumbalı ve dış cepheleri kabartma
motiflerle işlenmiş gösterişli evleri bugün halen Fener sokaklarında
görülebilir. Ancak bu evlerin birçoğu
günümüzde ne yazık ki harap durumdadır. Bazı evlerse son dönemlerde varlıklı
kişilerce satın alınmış ve onarılmıştır. Semtin merkezi civarında ve iç
kısımlarda Baki Dede Sokağı, Sancaktar Yokuşu, Camcı Çeşme Yokuşu ve İncebel
Sokağı, yukarı bölümlerde ise Kiremit Caddesi,Köroğlu Meydanı Sokağı ve
Mesnevihane Sokağı, yıllar öncesinin izlerini taşıyan son derece güzel sivil
mimari örnekleriyle doludur.
-
Semtin çok yönlü tarihi dokusu, zengin
Rumlar'ın görkemli evlerinin yanı sıra, kiliseleri ve okul binalarıyla da
kendini gösterir. Sadrazam Ali Paşa Caddesi üzerindeki Rum Ortodoks
Patrikhanesi ve burada yer alan Patrikhane Kilisesi, Vodina Caddesi
üzerindeki Hagios Georgios Kilisesi, semtin yukarı kısımlarındaki Bizans
dönemi yapısı olan ve halen ibadete açık olan Hagia Maria Kilisesi (Kanlı
Kilise), önemli Hıristiyan ibadethaneleridir. Yine yukarı mahallelerde yer
alan Poteras Kilisesi de ibadete açıktır. Fethiye yakınlarında yer alan,
Bizans dönemine ait Pammakaristos Manastırı ise Osmanlı döneminde camiye
çevrilmiş ve Fethiye Camii adını almıştır. Bu yapının bir bölümü de halen
müze olarak kullanılmaktadır. Balat yakınındaki Paramithias Kilisesi ise
tamamen yıkık durumdadır... Bu arada, Fener'in bazı sokaklarında birkaç tane
ayazma bilinmekteyse de bunlar günümüze ulaşmamıştır.
-
Fener’de, dikkat çekici yapılardan biri ise,
Haliç çevresindeki hemen her yerden görülen Fener Rum Erkek Lisesi’dir.
Özgün mimarisi, görkemli yapısı ve kırmızı tuğladan örülmüş duvarlarıyla
hemen dikkati çeken bu okul Kırmızı Mektep adıyla da bilinir. Bu okulun
hemen yanındaki Yuvakimyon Rum Kız Lisesi ve Patrikhane yakınındaki Maraşlı
Rum İlkokulu, semtin tarihindeki Rum azınlığa ait eğitim kurumlarıdır.
Fener'deki eski bir Bizans yapısı ise günümüzde Kadın Eserleri Kütüphanesi
olarak hizmet vermektedir.
-
Semtin Osmanlı dönemi İslam yapılarından
başlıcaları ise, Fener Kapısı'nda yer alan Ali Yazıcı Camii, yukarı
kısımlarda Camcı Çeşme Camii, Tevkii Cafer Camii, Mesnevihane Camii ve
Patrikhane arkasındaki set üstünde bulunan Abdi Subaşı Camii’dir.
-
-
Sürekli artan
ilgi...
-
Bu tarihi semtin son zamanlardaki turistik
gelişimine paralel olarak kıyı kesimlerinde çok sayıda turistik işletme
açılması ve Balat - Fener Projesi kapsamında bazı binaların onarılarak
yenilenmesi Fener için umut olmuştur. Ancak proje üzerinden gerçekleşen
spekülasyonlar Fener için de geçerlidir.
-
Öte yandan Fener son yıllarda yoğun göç alan
bir semttir. Özellikle Güneydoğu illerinden göç alan semt, nüfus olarak da
hızlı bir artış yaşamaktadır. Öyle ki burada bulunan ve pek çoğu Vakıflar
Genel Müdürlüğü’ne ait olan metruk eski evlerin hemen hepsi, göçle gelen
aileler tarafından kullanılmaktadır. Gelen ailelerin çok çocuklu olması,
genellikle aile fertlerinin işsiz olması ve uyum sorunu dolayısıyla semtte
bazı sorunlar da gözlenmektedir.
| |
|