| |
-
... ve özel
günler
-
-
Ta Fota
-
Rumlar 6 Ocakta İsa'nın vaftiz
edilişini kutlar. Bir din adamı,
tahta bir haçı suların kutsanmasının simgesi olarak suya atar. Gençler suya
atlayarak bu haçı çıkarmak için birbirleriyle yarışırlar. Haçı suda bulup
çıkaran genç, bir altın zincir ve bir haçla ödüllendirilir. Yüzyıllardır
Boğaziçi kıyılarında yapılan bu tören, son yıllarda Çengelköy'deki Aya Yorgi
ve Yeşilköy'deki Aya Stefanos Kilisesi'nin önünde yapılıyor.
Protohronia
Rumlar, takvim yılının başlangıcı olan 1 Ocak'ta İsa'nın sünnetini
kutlar. 31 Aralık akşamı çocuklar, Noel'de olduğu gibi ev ev dolaşır, Noel
şarkıları söyler, armağan ve para toplarlar. Yılbaşı gecesi hindi yenir,
dans edilip eğlenilir. Yıl boyunca uğur getirsin diye evde, işyerinde nar
kırılır. Rumların bir geleneği de bu günde, Sakız Adası'ndan getirilen
sakızla (mastika) yapılan, üzerinde yeni yıl yazan yuvarlak yılbaşı pidesi
pişirmektir. Rumlar, Noel Baba olarak bilinen Patara doğumlu Aziz Nikolaus'u
6 Aralık'ta anarlar ve onun denizlerin koruyucusu olduğuna inanırlar.
Dünyadaki bütün çocuklar, denizlerin yanı sıra çocukların ve hayır
kurumlarının da koruyucusu Aziz Nikolaus'un yılbaşı gecesinde kendilerine
armağan getireceğini bilirler. Ancak Rum çocukları, kendilerine yılbaşı
sürprizini hazırlayan azizin Vasilios olduğuna inanırlar.
Ton Psihon
-
Rumlar Ton Psihon gününde
mezarlıkları ziyaret eder ve ölülerinin ruhuna ayin yaparlar.
Bu günde badem, ceviz ve buğdaydan yapılan
bir tür helva (Koliva) yenir.
-
Apokries
Rumlar, karnavalı Paskalya Yortusu'ndan 40 gün önce kutlar.
Büyük Oruç'tan önceki üç gün aralıksız
eğlenilir. Partiler düzenlenir, herkes kılıktan kılığa girer, maske takar,
bol bol yemek ve içki tüketilir. Yıllar önce, rengârenk giyinmiş, maskeli
insanlar sokaklarda karnaval geçidi yaparlar ve süsledikleri karnaval
kuklasını ateşe verirlerdi; bugün yalnızca yemek davetleri, eğlenceli
toplantılar düzenleniyor.
-
Tessarakosti
Rumların, 40 günlük Paskalya orucunun başlangıcıdır. İlk gün hiçbir şey
yemeden ve içmeden oruç tutulur. Bunu izleyen 5 hafta boyunca, hayvansal
gıda içermeyen yemekler yenir. Orucun son haftasında sadece suda haşlama
sebze ve özellikle, Meryem'in gözyaşlarını temsil ettiği varsayılan mercimek
yenir. Paskalya gününde, "Mağiriça" denen, içinde her türlü sakatatın
bulunduğu bir çorba yapılır. Ayrıca sene boyunca özellikle manastırlarda,
İsa'nın tutuklandığı gün sayılan çarşamba ve İsa'nın can verdiği günü temsil
eden cuma günlerinde kırmızı et yemekten kaçınılır.
Vayion
Rumlar, bu günü (2001'de 8 Nisan) İsa Mesih'in Kudüs'e girişi, halkın
onu zeytin dalları ve mersin dalları ile karşılaması anısına kutlar.
-
Paskalya
Büyük Perhiz'den sonra gelir. Paskalya haftası, İsa Peygamber'in çarmıha
gerilişi ve ölümü haftasıdır. Rumlar, İsa'nın çarmıhta can verdiği Cuma günü
perhiz tutar, et ve hayvansal gıda yemez. Cumartesi gecesine dek yas
tutulur. Cumartesi gecesi cemaat kiliseleri doldurur ve tam saat 24.00'te
herkes bir mum yakarak İsa'nın dirilişini kutlamaya başlar. Gece yarısından
sonra eve dönüldüğünde kırmızı yumurta tokuşturulur. Paskalya pazar günüdür
(2001'de 15 Nisan). Öğle yemeği için zengin bir sofra kurulur. Saç örgüsü
biçiminde yapılan Paskalya çöreği ise günün vazgeçilmez yiyeceğidir.
-
Zoodohu Piğis
-
Rumların Ayazma Günü olarak
kutladıkları bu bayramın adı, "hayat veren kaynak" anlamına gelir (2001'de
20 Nisan). Zoodohu Piğis, asıl olarak
İstanbul Silivrikapı'daki Balıklı Ayazma'nın günüdür. Yalnızca Rumlar'ın
değil, Hıristiyan olmayanların da kutsal, şifalı suyundan içmek için bu
ayazmayı ziyaret etmeleri, ilginç bir adet olarak günümüzde de sürmektedir.
Ayia Efimiya
-
Naaşı Fener Rum Ortodoks
Patrikhanesi'nde bulunan önemli bir azizenin anısına kutlanır.
Ayia Efimiya'nın mucizelerinden biri, kutsal
kitapların değerine ilişkin bir denemede, tabutunun içine konulan iki kutsal
kitaptan Ortodokslar'a ait olanını seçmesidir. Ertesi gün tabut açıldığında
Ortodoks kitabı ellerinin arasında, diğeri ayaklarının altında bulunur. Ayia
Efimiya terzi olduğu için o gün kiliselerde cemaate iğne dağıtılır. Sabah
ayininde, azizenin naaşının bulunduğu tabut törenle açılır (11 Temmuz).
Metamorfoseos
Rumlar, Paskalya'dan kırk gün sonra Hz. İsa'nın Mirac'ını kutlarlar
(2001'de 6 Ağustos). Hz. İsa üç havarisiyle Thabor Dağı'na çıkar, o sırada
bir bulutun içine girer ve Hz. Musa ve Hz. İlyas Peygamberlerle görünür.
Bulut dağıldıktan sonra havarilerinin yanına güneş kadar parlak, temiz ve ak
elbiselerle iner. Elbisesinin hiç kirlenmediğine inanılır. Bu gün ayrıca,
üzüm bayramı olarak da kutlanıyor ve daha önce üzüm yenmiyor.
-
Apokefalisis
tu İoannu
-
Kocasını zindana attırarak onun
kardeşi Kral Hirodes'in karısı olan Hirodias, Yahya Peygamberden nefret
etmektedir. Çünkü o, Kral'a
"Kardeşinin karısını almak sana caiz değildir" demiştir. Hirodias, kızı
Prenses Salome'yi kullanır. Salome, başdöndürücü dansından sonra Kral'dan
Vaftizci Yahya'nın başını ister... Rumlar, Yahya Peygamber'in başının
kesildiği bu günde (29 Ağustos) perhiz tutar, karpuz, domates gibi, rengi
kırmızı olan hiçbir şey kesmez ve yemezler.
-
-
Ayia Thekla
-
Rumlar, Ayia Thekla adlı azizeyi
andıkları bu bayramda, Büyükada Aya Yorgi (Ayios Yeoryios) tepesindeki
manastıra çıkar, mucizesine inanılan Ayia Thekla ikonasını ziyaret ederler
(24 Eylül). Manastıra yalınayak
çıkılır ve bir mum yakılarak ya da kandile yağ ekleyerek adak adanır.
-
Hristuğenna
Rumlar, İsa Peygamberin doğumunu (Noel) diğer Ortodokslar gibi 25 Aralık
günü kutlar. Aralığın 24'ünü 25'ine
bağlayan gece, çocuklar evden eve dolaşır ve "Kalanda" adlı Noel şarkıları
söyleyerek İsa'nın doğuşunu müjdelerler. Noel sabahı kilisedeki ayine
gidilir. Öğle saatlerinde akrabalar, dostlar biraraya gelirler ve hep
birlikte yemek yerler. Özellikle çocuklar için çam ağaçları süslenir ve aile
üyelerinin birbirine aldığı hediyeler yılbaşına kadar bu ağacın altında
durur. Yılbaşına doğru çiçek satıcılarının tezgâhlarını dolduran "kokina"
(Rumca'da kırmızı) adlı minik kırmızı taneli yeşil dallar da bu dönemde,
evleri süslemekte yaygın biçimde kullanılır.
-
Ayios Stefanos
-
Rumlar, bu bayramda
Hıristiyanlığın ilk şehidi olan Aziz Stefanos'u anarlar (27 Aralık).
Ayios Stefanos Günü'nde kurban kesip
fakirlere dağıtma geleneği bugün de yaşatılıyor.
-
- (G7 Takvimi'nden derlenmiştir)
-
-
-
-
-
-
-
-
Bayramlar
ve özel günler
-
-
Yumurtaların gökkuşağının
her rengine boyandığı, paskalya tavşanlarıyla çocukların neşelendiği
ve paskalya çöreğinin tadıldığı günlerdeyiz...
-
Minidev olarak paskalya
bayramınızı kutluyor ve Sula Bozis'in "Sakız kokulu günler..." adlı
kitabında zamanın adetlerini anlattığı ve paskalya çöreği tarifi
verdiği bölümü sizlerle paylaşıyoruz.
- "...Hıristiyan
Ortodoks dininin en önemli iki bayramından ilki olan 12 günlük
Dodekaimeron -Noel, Yılbaşı ve Teofania- kutlamalarının simgesi
Vasilopita (Yılbaşı çöreği)'nın hazırlığı ve pişirilmesi her yıl
sonu Rum ailelerinin başlıca uğraşlarındandı.
Çörek hamurunun uzun süre yoğrulması
pazu kuvveti gerektirdiğinden bu işi genellikle evin erkekleri
üstlenirdi. Bu yardım genelde erkeklerin mutfak işlerine tek
katkılarıydı. Eee ne de olsa, 5 ila 10 kilo undan oluşan hamuru elle
yoğurmak kolay değildi.
-
Yılbaşı ve Paskalya
çöreklerinin hazırlanışı için gerekli dikdörtgen tahta tekneyi ev
kadınları kilerden yılda iki kez çıkarıp temizlerdi.
Hazırlık genelde öğleden sonra,
ikindi vakti başlardı. Bir yandan anason kaynatılıp süzülür, suyu
ılık bekletilir, diğer yandan hamurun mayası hazırlanırdı. Hamurun
yoğrulması saatlerce sürerdi. Hamur kıvamına gelince üstüne haç
işareti çizilir, tertemiz beyaz bir masa örtüsü veya çarşafla
örtülür, tekne, yünlü yünlü bir-iki battaniyeyle sarılıp sobanın
yanında kabarmaya bırakılırdı. Kabarması yaklaşık altı saat
gerektirdiğinden ev halkı geceyi tatlı bir telaş içinde geçirir,
hamurun fazla kabarıp ekşimemesi için tetikte durulurdu. Sabahın
erken saatlerinde hamurun bir kısmı büyük bir bakır tepsiye
yerleştirilir, üstüne yeni yılın tarihi hamurdan rakamla yazılır,
üstüne susam ekilir, çatalın ucuyla etrafı nakışlanırdı. Çöreği
süslemek amacıyla bugün de yapılan bu nakış, paganlıktan kalan "kem
gözlere şiş" dileğinden çıkmıştır.
- Paskalya
orucu öncesinde ise, dört haftalık karnaval süresince İstanbullu
Rum hanımları, evlerini ziyaret edecek karnaval giysili
konuklara likör eşliğinde ikram edecekleri şuruplu tatlılar,
cevizli muskalar, revani, baklava, kadayıf, yassı kadayıf,
kaymaklı ekmek kadayıfı, vişne reçeli sürülmüş kızarmış ekmek
dilimleri, irmik helvası vb. hazırlardı.
Cemaat balolarıyla
birlikte Pera'nın büyük burjuva evlerinde garsonların hizmet
ettiği, müzisyenler eşliğinde, mezeler, tatlılar, içkilerle
dolup taşan zengin büfeli davetler verilirdi. Halkın eğlenme
biçimi ise tamamen farklıydı.
Aynalıçeşme, Yeniçarşı, Kumbaracı mahallelerinde ve Cadde-i
Kebir'in ara sokaklarında oturan Yunanistan kökenliler karnaval
döneminde yıllık balolarını düzenlerlerdi. Polka, mazurda,
kadril gibi son moda Avrupai danslardan sonra baloz,
rumeliotikos ve İstanbul kasap havaları gibi geleneksel oyun
havalarına yer verilirdi. Yılın olayı Rum aristokrasisi
tarafından desteklenen Pera'daki Fukaraperver Hanımlar
Cemiyeti'nin balosuydu. Kathari Deftera (Temiz Pazartesi) ile
her şey eski haline dönerdi. Sabahleyin ev hanımları, evi,
mutfak kapılarını beş hafta sürecek Megali Sarakosti (büyük
oruç) için özenle temizlerlerdi. Kapadokya kökenli aileler
karnavalı yumurta yiyerek bitirir, paskalya sofrasını yumurtayla
açarlardı. Kathari Deftera gününün bir başka özelligi de
Tatavla'da (Kurtuluş)
meydanda düzenlenen büyük eğlence idi...
| |
|